Türk Vakıf Medeniyetinde Ramazan

12 Mayıs 2019

Turan Kültür Merkezi Süleymaniye Kürsüsü Konuşmalarımızı, 11 Mayıs 2019 Cumartesi günü saat 14:00’te,  Vakıf merkezimizde, Dr. Osman Taşkın’ın verdiği “Türk Vakıf Medeniyetinde Ramazan” başlıklı konferansımızla sürdürdük.

Vakıflar Haftası çerçevesinde düzenlediğimiz konferansta,  konusunda iyi bir araştırmacı ve uzman olan Dr. Osman Taşkın, tatlı bir sohbet havası içinde bu konuyu bir hayli doyurucu bilgilerle ortaya koyarak bizleri aydınlattı. Hocamız konferansına şunları söyleyerek başladı:

“Her yıl bir temayla kutlanan Vakıflar Haftası, bu yıl “Ramazan” temasıyla 6-12 Mayıs tarihleri arasında kutlanmaktadır. Bu vesileyle başı rahmet, ortası mağfiret, sonu kurtuluş olan ramazan ayının hepimizin için Türk-İslam alemi ve Müslümanlar için hayırlar getirmesini niyaz ediyorum.

Fransız bir yazar Ramazan’ı ‘İmanın, İslam topraklarında gözlemleyebileceğimiz en önemli kolektif tezahür’ olarak tanımlamaktadır. Georgeon’nun kitabı bununla başlıyor. Vakıf ‘İmanın, İslam topraklarında gözlemleyebileceğimiz en önemli kurumsallaşmış tezahürüdür.

Öncelikle ‘iman’ terimini ele alalım. Maneviyatın yoğun biçimde yaşandığı din temelli bir ritüel olan Ramazan’ın kökeninde iman vardır. Dini ritüellerden topluca camiye ve hacca gitmek de var ancak aynı zamanda bireyseldir de. Ramazan gibi toplu halde zorunlu bir organize gerektirmemektedir. İkinci bir husus da ‘tezahür’ teriminin önemli bir yan anlamı vardır: Ramazan zahiridir, göz önündedir. Gözlemleyebileceğimiz bir ritüeldir. Kamusal mekanlarda emarelerine de rastlanabilir; örneğin, kahvede hiçbir şey içmeden oturduğu görülür müşterilerin, oruç açılacağı vakitte sokaklar birden boşalır ya da tam tersine gecenin yarısında toplaşır insanlar, bu da Ramazan’a muhteşem bir hava katar.

Vakıf’ta aynı şekilde Türk-İslam toplumunda ‘imanın’ en görünür kurumsallaşmış ifadesidir. Bu bir cami, medrese, imaret, kütüphane, sebil, çeşme, kuş evi, yabani hayvanların aç kalmaması için yapılan vakıflar daha saymakla bitmeyen birçok hayır kurumu. Bu açıdan vakıf ve ramazan aslında birbirini tamamlayan muhteşem ikilidir. Ramazan’ın muhteşemliği vakıflarda yapılan karşılık beklemeden yapılan, fani olanın baki olana değiştirme yarışı diyebileceğimiz harcamalara bağlayabiliriz…”

Dr. Taşkın konferansının devamında; “Vakıf nedir? Vakıf Medeniyeti derken neyi kastetmiş oluyoruz? Vakfı meydana getiren temel saik nedir? Vakfın temel unsurları nelerdir? Vakfın yaşatılması için temel varlıklar nelerdir?” sorularını sorarak tatmin edici cevaplar verdi.

Konferansını vakıf medeniyetimizde ramazan konusuna getiren Dr. Taşkın,  ramazana hazırlıklar, ramazanın ilanı, mahyalar, ramazan davulu ve maniler, sahurdan sahura camide ramazanda bir gün, iftarların zengin ve fakirler için aynılığı, ramazaniyye, huzur dersleri, bayram öncesi hazırlıklar, arafe günü ve bayram hususlarında verdiği aydınlatıcı bilgilerle bizleri ramazan gezintisine çıkardı.

Dr. Osman Taşkın, konuşmasını, Osmanlı Türkiyesi döneminde vakıf medeniyetiyle iç içe geçen ve camilerden, imarethanere ve meydanlara taşan ramazanın, 20. Yüzyıldaki savaş yıllarında bir hayli özele çekildiğini, ama son onlu yıllarda tekrar dinî adetlerin aynı mekanlara daha yoğun girmesiyle; ibadet, sosyal yardım ve usulünce eğlence olarak kendini artarak devam eden bir ilgiyle gösterdiğini vurgulayarak tamamladı.

Etiket:

Kategori: Genel, Süleymaniye Kürsümüz

Comments are closed.