Boğazlıyan Kaymakamı Şehit Kemal Bey’i Andık

07 Nisan 2019

Turan Kültür Merkezi Süleymaniye Kürsümüzde, Türk Dünyası Kültür ve İnsan Hakları Derneğiyle birlikte,  6 Nisan 2019 Cumartesi günü saat 14:00’teİstanbul Aydın Üniversitesi Tarih Bölüm Başkanı Prof. Dr. Abdulhaluk Çay ile Türk Dünyası Kültür ve İnsan Hakları Derneği Başkanı Celal Öcal’ın konuşmacı oldukları Şahadetinin 100. Yılında Boğazlayan Kaymakamı Şehit Kemal Bey” başlıklı bir anma programı düzenledik.

Programda ilk sözü alan Prof. Dr. Abdulhaluk Çay, Kemal Beyin idam edilerek şehit olmasını hazırlayan tarihî sürece yoğunlaşan bir konuşma yaptı. Abdulhaluk Çay, bir zamanların Osmanlı Türkiyesi’nde devletiyle barışık bir şekilde yaşayan Ermenilerin, ABD, Rusya, Fransa ve İngiltere gibi devletlerin Doğu’yu sömürme ve Hristiyanlık emelleri doğrultusunda 19. yüzyıl ortalarından başlayarak devletine ihanet eden bir konuma getirildiklerini ve bunun sonucunda Müslüman Türklere karşı Zeytun, Van-Zeve, Erzurum, Sivas, Kayseri başta olmak üzere Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde soykırım derecesinde büyük katliamlar gerçekleştirdiklerini söyledi. Birinci Dünya Savaşı yıllarında Rus ordusu içinde sayıları 150 bin civarında olan Ermeni alaylarının, önce Ruslarla beraber, sonra da çekilen Rusların kendilerine bıraktıkları silahlarla feci katliamlar gerçekleştirdiklerini belirten Çay, Ta ki Kazım Karabekir Paşa’nın Erzurum’da görevlendirilmesiyle başlayan Doğu Harekatı’yla Ermeni çetelerinin bölgeden çıkarılması mümkün olmuştur, dedi.

Bütün bu olaylar devam ederken Osmanlı Devleti’nin, güvenliğini tehdit eden bu gidişatı engellemek için, mecburî olarak 24 Nisan 1915’te “Ermeni Sevk ve İskan Kanunu”nu çıkarmak zorunda kaldığını belirten Abdulhaluk Çay, bu kanun gereğince özellikle adı geçen bölgelerdeki Ermenilerden büyük bir bölümünün Suriye Bölgesine sevk ve iskan edildiğini, bir kısım Ermenilerin bu göç sırasında, zamanın savaş koşulları bağlamında kontrol edilemeyen saldırılar veya tabiat koşulları neticesinde hayatlarını kaybettiklerini söyledi.

Birinci Dünya Savaşı’nın kaybedilmesi sonucunda İstanbul’un İşgali’yle arkaları iyice güçlenen Ermenilerin, kendilerince bir uluslararası hak arama bahanesiyle bölgelerde görev yapan Türk yöneticileri cezalandırma süreci başlattığını belirten Abdulhaluk Çay, bu bağlamda Boğazlıyan kaymakamı Kemal Bey gibi nice idareciler yargılanmış; Kemal Bey, işgal altındaki bir ülkenin düşmana boyun eğmiş idarecilerinin görevlendirdiği bu mahkemelerde önce berat etse de, tutukluluğu devam ettirilmiş ve Meşhur Nemrut Mustafa’nın mahkemesinde idam cezasına çarptırılıp 10 Nisan 1919’da bir oldubittiyle Beyazıt Meydanı’nda idam edilmiştir, dedi.

Son yüzyılda Türk milletinin düşmanları ve onların yerli işbirlikçilerinin buna benzer bir nice icraatlarına şahit olduğumuzu belirten Abdulhaluk Çay; Kemal Bey ve benzeri vatanseverlerin o dönemde, ABD; İngiltere, Fransa başta olmak üzere işgalci güçleri memnun edebilmek alçaklığıyla kurban edildiklerinin altını çizdi. Çay sözlerini, şehitlerimizin ruhunun şad olması ve Türk milletinin gönlünde sonsuza kadar yaşamaları dileğiyle bitirdi.

Programın ikinci konuşmacısı Celal Öcal, öncelikle Şehit Kemal Beyin torunları Yalçın Gürenci, Güler Emiroğlu, Ayla Emiroğlu ve Mehmet Kemal Ergüden’in, programı düzenleyen Vakfımızın Genel Başkanı Közhan Yazgan, Türk Dünyası Kültür ve İnsan Hakları Derneği Başkanı olan kendisi, konuşmacı Prof. Dr. Abdulhaluk Çay ve tüm katılımcılara şükran duygularını ifade eden mektuplarını okuyup takdim etti.

 Kemal Bey’in Türkiye’de bilinmesi ve unutulmamasında Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı’nın ve Turan Yazgan Hocanın büyük emeği olduğunu belirten Celal Öcal, 1992 yılında Türk Dünyası Tarih  Kültür Dergisi’ni yöneten Aydil Erol’un, Kemal Bey ailesinin yaşayan fertleri konusundaki verdiği bilgi ve yönlendirme sonrası, aileden Müşerref Güren Hanımla yaptığı mülakatın Tarih Kültür Dergisi’nde yayımlanması, Kemal Beyin anılıp yaşatılmasındaki birçok faaliyetin kaynağı olmuştur, dedi.

Şehit Kemal Beyin ailesiyle çok yakın ilişkiler yürüten ve bu bağlamda Kemal beyden kalan fotoğraf ve diğer arşive de sahip olan Celal Öcal, bunlardan hazırladığı görsel sunum desteğiyle, Kemal Beyin dramını ve onun destanlaşan kahramanlık mücadelesini,  bir tiyatro oyuncusunun ustalığıyla gönüllerimizde ve hafızalarımızda tüm gerçeğiyle canlandırdı.

Celal Öcal, “Mehmet Kemal Bey, 1884’te Beyrut’a doğmuş, ilköğrenimini Rodos’ta, liseyi ise Antalya ve İzmir idadilerinde tamamlamıştır. 1908 yılında Mekteb_i Mülkiye_yi Şahaneden “pekiyi” derece ile mezun olmuş, Rodos’ta Cezayir’de görev yapmış, Gebze, Karamürsel Kaymakamlıklarında bulunmuş; Yozgat-Boğazlıyan Sancağı’nda kaymakamlık yapmıştır. İzmir Sancağı Muhacirin Müdürlüğünde bulunmuş, Boğazlıyan Kaymakamlığı sırasında yargılanmış ve berat etmiştir.” şeklinde kısa bir özgeçmiş hatırlatmasından sonra, asıl trajediyi ortaya koydu.

İstanbul İşgaliyle iyice şımaran Ermenilerin, bu fırsatı, adeta vatanını savunma görevini yerine getiren Türk yöneticilerden intikam alma avcılığına dönüştürdüklerini belirten Öcal, daha sonraki dönemde Atatürk ve kurmayları hakkında da idam kararları çıkartan Nemrut Mustafa Divanı’nda, Boğazlayan Kaymakamı Kemal Bey, Urfa Mutasarrıfı Mehmet Nusret Bey, Diyarbakır Valisi Mehmet Reşit Bey hakkında idam kararları aldırdıklarını ve Mehmet Kemal Bey’in işgalci emperyalistleri memnun etmek için 10 Nisan 1919’da idam sehpasına çıkarıldığını söyledi.

 Kemal Bey’in burada kendisine isnat edilen suçu asla işlemediğini beyan ederek mezar taşına “Millet ve memleket uğrune şehit Boğazlıyan Kaymakam-ı esbakı Kemal’in ruhuna fatiha” yazılmasını vasiyet ettiğini ve Perişan Zevcek Hatice, yavrularım Müzehher ve Müşerref’e muavenet edilmesini ve yavrularımın terbiyesine ihtimam edilmesini, sevgili milletdaşlarımın himmet ve hamiyetlerinden beklerim…” şeklinde bir vesika bıraktığını belirten Öcal, Kemal Beyin şu abide sözlerle Türk milletine veda ettiğini söyledi:

 “Sevgili vatandaşlarım,

Ben bir Türk memuruyum. Aldığım emri yerine getirdim. Vazifemi yaptığıma vicdanım emindir. Sizlere yemin ederim ki ben masumum. Son sözüm bugün de budur, yarın da budur. Ecnebi devletlere yaranmak için beni asıyorlar. Eğer adalet buna diyorlarsa, kahrolsun böyle adalet. Benim sevgili kardeşlerim asil Türk milletine çocuklarımı emanet ediyorum. Bu kahraman millet, elbette onlara bakacaktır.Vatan uğruna cephede ölen bir insan gibi şehit gidiyorum. Allah vatana, millete zeval vermesin!

Kemal Beyin cenazesine, işgale rağmen Mekteb-i Tıbbiyeliler başta olmak üzere Türk milletinin cesaretli evlatları tarafından sahip çıkıldığını ve on binlerce kişinin katıldığı milli bir törenle, bugün Kadıköy Kuşdili’ndeki anıt mezarında sonsuzluğa uğurlandığını belirten Celal Öcal, bu dramatik sonun Türk milletinin gönlündeki bağımsızlık sevdasını ateşleyen temel kıvılcımlardan biri olduğunu ve o günden bugüne millete bağımsızlık bayrağı olmaya devam ettiğini söyledi.

Mustafa Memal Atatürk’ün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, Kemal Bey ve diğer adı geçenleri Milli Şehit ilan eden kanunlar çıkarıp aile ferlerine vatana hizmet aylığı bağladığını; mesken ve iaşe sağladığını belirten Öcal, Atatürk’ün büyüklüğünün ve millet aşkının bu kararlarla bir kere daha tescillendiğini söyledi. Öcal, acı olan daha sonraki dönemlerdeki mandacı idareler ve çevrelerin bu gerçeği görmezden gelerek Kemal Bey’i unutturmaya çalışmaları ve ailesine ilgisiz kalmalarıdır, dedi. Hele ki son yıllarda Ermeni yalanlarının gırla gittiğine dikkat çeken Öcal, Ermeni sevdalılarının, Türk milletinin ateşle imtihan yaşadığı gerçeğinin üstünü örterek, Ermeni tellallığına soyunmasının çok utanç verici olduğunu söyledi.

Konuşmasının ilerleyen bölümlerinde, Mustafa kemal Atatürk’ten Aka Gündüz’e kadar Milli Şehit Kemal Beyi’n manevi şahsiyetine ve geride bıraktığı ailesine sahip çıkanlarla ilgili gözlerimizi yaşartan ve bize gurur veren örnek kesit ve hatıralar sunan ve Kemal Bey gibi kahramanların unutulmaması ve unutturulmaması gerektiğini vurgulayan Celal Öcal, mesajının ulaştığı herkesi, 10 Nisan 2019 Çarşamba günü Kemal Beyin Anıt Mezarında yapılacak anma törenine davet ederek sözlerini tamamladı.

Konuşma sonunda Milli Şehit Kemal Bey’i konu alan “Kahrolsun Böyle Adalet” adlı bir roman yazan İhsan Kurt’a söz verildi. Kemal Beyin kaymakamlık yaptığı bölgedeki Akdağmadeni ilçesinde Kemal Bey’in efsanesiyle büyüdüğünü belirten Kurt; Türk milletinin bir bireyi olarak ona karşı vefa borcunu biraz olsun ödemek ve onu millet hafızasında yaşatmak amacıyla bu kitabı yazdığını söyledi. Kurt, bu alandaki eksikliği birazcık da olsa tamamlamaktan huzur duyduğunu, her ne kadar Türk düşmanlarını hedefine otursa da, bu yoldaki araştırmalarına ve mücadelesine devam edeceğini söyledi.

Etiket:

Kategori: Genel, Süleymaniye Kürsümüz

Comments are closed.